Neler oluyor diye sorarak başlamıycam bu mevzuya çünkü
nasılsa en başından yabancıyım, sormaya kalkarsam ardı kesilmeyecekse
kafamdakileri dökmeye mecalim yok
şimdide iyi mi.. Deseler ki bir şey var dokunsak her bir tıkanıklık lavabonun
tıkanıklığını açınca suyun dönerek gitmesi gibi billurca akacak,ıhh ..Gerek yok
bir başkasından yardım almaya, bir ara ben el atarım derim artık. Bunca
bıkkınım yani zararlı yardımlardan, bunca iğreniyorum. Aslına bakarsan özünde
mutluyum da hep gülümsemek olmuyor bazı bazı gülümserken de arada geçen kara
suratları ciddi olmak gerek sonra nede olsa dönülür öz hale. İçimde bir çocuk
var evet herkeste var ama bende ki öyle kendimle başbaşa kalınca çıkanlardan
değil, aksine kimse yokken oda saklanıp susanlardan, dinlenip uyuyanlardan, birini
görünce kendi neşeli halini muzip ve en doğal haliyle gösterenlerden. Dokunmıycam
kendisi hep böyle, belkide kendimleyken de benle olsa buna kalbim dayanmaz,
vardır mutlak bir sebebi, yaradanımız bunu eminim düşünmüştür, vesselam.
Ninni ninni^^
24 Ocak 2013 Perşembe
Öğreti
__Ne öğretti?
__Birine kendinden çok değer vermemen gerektiğini öğretti. Birini çok sevmemen gerektiğini öğreti. Seviyorsan bile herşeyini sunarsan kendinden de o kadar çok şey kaybedermişsin onu da öğretti. Ne acı değil mi, verdiklerimiz kadar azalıyoruz, sakladıklarımız kadar zenginiz. Ne kadar aşıksak o kadar fakiriz, Ne kadar hoyratsak o kadar zengin. Eyvallahın varsa "kurşuna diziliş" teki gibi ellerin havada gögsün siber en fena zarara kabulüz. Kendimize en çok zararı yine biz kendimiz veriyoruz. "Herbişeyimle seninim" diyerek. Kendimize geride ne kalıyor o zaman?Kocaman bir HİÇ.
Kübik. 14 ocak 13.notlarından ~~
16 Aralık 2012 Pazar
Yaşamın bize zorunlu kıldığı prosedürlere karşı gelsekte içten içe ona köle yol almaktayız..ne yapılır nasıl başka türlü bakılır,bunu konuşur ederiz ama yaşamaya gelince öyle bir bocalarız ki,nasıl ustası olalım ki böyle görmüşüz, böyle yaşamış öğrenmişiz.başkasını öğrenmek için fazla yaşlı değil miyiz?Belkide biraz sabrı öğrenmemiz gerek,sessizce içten tüm isteğinle dua edip sesini yükseltmemesi gerek belki.Sessiz bağırmakta kendini maraz eder insanın. Fakat çok bağırınca da çocuklar korkmaz mı?
25 Kasım 2012 Pazar
Huzur *
Nasıl oldu
neden oldu
ne zaman oldu
anlıyamadan ben bende buldum kendimi.
Dediydim bir vakit,
“Bir zaman gelir hala aynı ateşin etrafında hayal kuruyorsan
elini tuttuğundan başka hiçbir an mutlu değilsindir.”
Çal kapımı, ben deli çizimlerimle yolu bulma denemelerini
yaparken izle.. yanımda ol ki gör aslında hep aynı yolda aynı renklerde
çizgilerin döndüğünü bil. Kanma uykucularımın sayısına, oturdukları yere ,boylarına,
saçlarına, aslında şunu bilmelisin ki, hepsinde sen varsın..
Ve şunu da gör ki, ben ancak seninle kendimim. Ayağımdaki
patiğim, akan burnumu silmelerim, açken mırlamalarım.. bunları bir sen
bilirsin, bir sana bırakırım esas çocuk kalbimi..
19 Kasım 2012 Pazartesi
Eskilerden..
Son zamanlarda bana bir şeyler oluyor sanki ben değilim
yerimde başka biri oluyor zaman zaman gözlerimi yenden yeniden açıp bakıyorum
evet, bunu yapan sensin devam et şimdi şunu şunu yapman gerekiyor sıradakiler
uzun bir liste gibi sıralanıyor karşıma ve zor gelmiyor nasılsa ben değilim ya
bunları yapan ve farkında olarak kapatıyorum yeniden beynimin gözlerini bu
psikolojik bir analiz değil tamamen gerçek ben ben olmuyorum bazen de en öte
ben. Tanımıyorum bazen kendimi yaptığımın farkına çok sonra varıyorum ama artık
fark ettiğim bir şey var ki keşke yi daha az kullanıyorum ve yapmış olduğum her
şey de hak ediniyorum kendime suç değil bir alış olarak kabul edip almalarıma
ne kısıtlama getiriyorum ne de tamamen emin olmadan yaptığımdan. devam ediyorum
yarı bilinçli yaşamıma..
25 kasım 2011
sevgilerden..
Uzunca zaman sonrası aldım elime sözcüklerin dizileceği esas
zemini, ve başladım olduklarını düşündüğüm doğru yerlerine itina ile
yerleştirmeye..Sevgi dar zamanda akla geldiğinde o en dar olduğunu düşündüğümüz
odadan çıkaran sımsıkı sıcaklığın kendisidir.Yaşamın kendisinde en çok yerleşik
ve kaygısız olan sevgi,onu taşıyan kaygı dolu ve endişeli olan bizlerin
itinalarından dolayı rahattır,yaslanmış
özentili ellerde gezerek yaşamını sürdürür.Düşme kaygısı yoktur.Olası
bir tehlike anında el değiştirir ve taşıyan özentisiz olan eller yerini daha
özentiliyi alarak devam eder. Kendisi saygınlığından ödün verir ne, ne de haklı
şımarıklığından..Çünkü taşıyan el hakkı ile yol aldığı sürece onlara
veremeyeceği gülümseme,gamze salya,parlaklık,kahkaha yoktur. Değerininde
farkındadır, öneminin de..
zarlızorzamanlardan-4..
Hem çok mantıklı şeyler düşünüyorum hem aptalca şeyler
yapıyorum zihnim sulanmış gibi büyük parçalar arada görünüyo geri kalan yerler
bulanık sulu..
İçimde benden bağımsız kontrolü ele almış bir yaratık var ve
ben onunla yaşıyorum söylüyo yapıyorum söylüyo yapıyorum geri zekalı bile
değilim ben zekam tamamen yok olmuş varsa da bana ait olanlar kapalı kutu da
yöneten yerime düşünen nasılsa var neden ben düşüneyim ki diye düşünüyo
içimdeki şeytan içimdeki karanlık örümcek içimdeki incecik sarmış ama öyle sıkı
sarmış ki ipler görünmez tüy gibi ama sağlam çıkamıyorum insanlar ipi
göremiyorlar bağlanmışlığımı bir ben hissediyorum.kurtarsın görsün biri beni
artık lütfen ölecem diye korkuyorum bazen ciddi ciddi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)