25 Kasım 2012 Pazar

Huzur *


Nasıl oldu
neden oldu
ne zaman oldu
anlıyamadan ben bende buldum kendimi.
Dediydim bir vakit,
“Bir zaman gelir hala aynı ateşin etrafında hayal kuruyorsan elini tuttuğundan başka hiçbir an mutlu değilsindir.”
Çal kapımı, ben deli çizimlerimle yolu bulma denemelerini yaparken izle.. yanımda ol ki gör aslında hep aynı yolda aynı renklerde çizgilerin döndüğünü bil. Kanma uykucularımın sayısına, oturdukları yere ,boylarına, saçlarına, aslında şunu bilmelisin ki, hepsinde sen varsın..
Ve şunu da gör ki, ben ancak seninle kendimim. Ayağımdaki patiğim, akan burnumu silmelerim, açken mırlamalarım.. bunları bir sen bilirsin, bir sana bırakırım esas çocuk kalbimi..

19 Kasım 2012 Pazartesi

Eskilerden..


Son zamanlarda bana bir şeyler oluyor sanki ben değilim yerimde başka biri oluyor zaman zaman gözlerimi yenden yeniden açıp bakıyorum evet, bunu yapan sensin devam et şimdi şunu şunu yapman gerekiyor sıradakiler uzun bir liste gibi sıralanıyor karşıma ve zor gelmiyor nasılsa ben değilim ya bunları yapan ve farkında olarak kapatıyorum yeniden beynimin gözlerini bu psikolojik bir analiz değil tamamen gerçek ben ben olmuyorum bazen de en öte ben. Tanımıyorum bazen kendimi yaptığımın farkına çok sonra varıyorum ama artık fark ettiğim bir şey var ki keşke yi daha az kullanıyorum ve yapmış olduğum her şey de hak ediniyorum kendime suç değil bir alış olarak kabul edip almalarıma ne kısıtlama getiriyorum ne de tamamen emin olmadan yaptığımdan. devam ediyorum yarı bilinçli yaşamıma..
25 kasım 2011

sevgilerden..


Uzunca zaman sonrası aldım elime sözcüklerin dizileceği esas zemini, ve başladım olduklarını düşündüğüm doğru yerlerine itina ile yerleştirmeye..Sevgi dar zamanda akla geldiğinde o en dar olduğunu düşündüğümüz odadan çıkaran sımsıkı sıcaklığın kendisidir.Yaşamın kendisinde en çok yerleşik ve kaygısız olan sevgi,onu taşıyan kaygı dolu ve endişeli olan bizlerin itinalarından dolayı rahattır,yaslanmış  özentili ellerde gezerek yaşamını sürdürür.Düşme kaygısı yoktur.Olası bir tehlike anında el değiştirir ve taşıyan özentisiz olan eller yerini daha özentiliyi alarak devam eder. Kendisi saygınlığından ödün verir ne, ne de haklı şımarıklığından..Çünkü taşıyan el hakkı ile yol aldığı sürece onlara veremeyeceği gülümseme,gamze salya,parlaklık,kahkaha yoktur. Değerininde farkındadır, öneminin de..

zarlızorzamanlardan-4..


Hem çok mantıklı şeyler düşünüyorum hem aptalca şeyler yapıyorum zihnim sulanmış gibi büyük parçalar arada görünüyo geri kalan yerler bulanık sulu..
İçimde benden bağımsız kontrolü ele almış bir yaratık var ve ben onunla yaşıyorum söylüyo yapıyorum söylüyo yapıyorum geri zekalı bile değilim ben zekam tamamen yok olmuş varsa da bana ait olanlar kapalı kutu da yöneten yerime düşünen nasılsa var neden ben düşüneyim ki diye düşünüyo içimdeki şeytan içimdeki karanlık örümcek içimdeki incecik sarmış ama öyle sıkı sarmış ki ipler görünmez tüy gibi ama sağlam çıkamıyorum insanlar ipi göremiyorlar bağlanmışlığımı bir ben hissediyorum.kurtarsın görsün biri beni artık lütfen ölecem diye korkuyorum bazen ciddi ciddi

zarlızorzamanlardan-3..


Öyle bir zaman içindeydim ki öyle bir an öyle bir mekan tarifi edilmeye kalkıldığında karşımda iki arap üst penceremde geçen yabancı yazıları okuyor ,solumda hangi ırka ait olduğunu bilmediğim pil toplama kutusuna eğilmiş kusan kadın, yandan bura doğru bakarak geçen üçlü serseri tayfası, bla bla bla..ve ben halen sağlam bir çalışma planı tasasın da, asla uymayacağımı bile bile.

Sabiha gökçen/ İstanbul
23:18, 

zarlızorzamanlardan-2..


Öyle bir zaman içindeydim ki öyle bir an öyle bir mekan tarifi edilmeye kalkıldığında karşımda iki arap üst penceremde geçen yabancı yazıları okuyor ,solumda hangi ırka ait olduğunu bilmediğim pil toplama kutusuna eğilmiş kusan kadın, yandan bura doğru bakarak geçen üçlü serseri tayfası, bla bla bla..ve ben halen sağlam bir çalışma planı tasasın da, asla uymayacağımı bile bile.

Sabiha gökçen/ İstanbul
23:18, 

neşeli ayaklardan


Bugün neşeli ayaklardan bana kalanlar;
*      Bazen geri çekilmek gerekir ilerlemek için.
*      Hiçbir iyilik cezasız kalmaz.

Zarlızorzamanlardan-1..


Evet gelelim bir diğer sıkıntılısı olduğum hatta abartıp bazı zaman kafamı bu saçmalık için kemirdiğimi fark ettiğim duruma. ilgi takıntısı, arama sorma, mesaj ve bi kamyon aptalca kafamı doldurduğum başıboş çalkantılar. Neymiş arkadaş aramıyomuş pek, mesaj desen çokk nadir sen seviyorum sözcüğünü en son ne zaman duyduğumu hatırlamayacak kadar deli vahşi yemiş bitirmişiz soframızda ne varsa meğer. Buda uzun bi süre aç kalmamıza sebepmiş düşünememişiz öncesin de.. var mı çözüme elbette tam yanıt olacak sağlamlılık ta doyumda değil ama var. ‘Zaman’ hem de özlenilesi ilk güne dönüş gibi değil yılların merakı ve birikmiş hasretinin beklemişliği gibi. Bunun kuralları var. Üstüne düşersen aramayacaktır, güzel bıcılı sözcükler kullanırsan kaybetme korkusu olmaz elbet, deli gibi merak elbette ki kimsede yok ama hafiften merak etmesini sağlamak nerede kiminle ne yapmakta olduğunu o sorgulasın sen anlatma hepsini. Yoksa dökülünce elde ne varsa soracak bir şey kalmaz zaten. Ne yapmalı ilgilenmeli, senin kaygılarını o taşımalı ama buna çözüm bitsin olarak bakacak kadar tembel ve güçsüzse bırakmalı zaten gidişini öylece seyir etmeli. Ama bunu fark edip bunun için yeni bir şeyler yapıyorsa kaybetmek istemediğindendir kayıp gidenleri farkedemediğindendir. O zaman zaten birsiniz büsbütünsünüzdür demektir ve yap sende onla ne çabaysa ne emekse sonsuz ver onunla birlikte ‘siz’ için yap bunu gocunma hiçbir zaman. Yeter ki gayretin yalnız olmasın.
Az uzağında olsun..ilk tanıdığın adam gibi bile değil, hiçkimse gibide değil aksine onun üzerine üzülüp düşünecek kadar değerlin. En çok ona olsun değerin de öfken de sevginde..
·         Arama bi zaman.
·         Mesaj atma bi zaman.
·         ‘Can’ deme birr zaman..
·         Düşünmede uzunca zaman..